Telefon
WhatsApp

Antalya Boşanma Avukatı Avukat Berker Özdemir

Antalya'da hizmet veren ofisimiz anlaşmalı boşanma davaları ve çekişmeli boşanma davalarında müvekkillerine yıllardır güven ile hukuki hizmet vermektedir. Ayrıntılı bilgi için ofis avukatlarımızdan randevu alabilirsiniz. (0242 322 00 30)

 

Antalya Boşanma Avukatı Avukat Berker Özdemir

Antalya'da hizmet veren ofisimiz anlaşmalı boşanma davaları ve çekişmeli boşanma davalarında müvekkillerine yıllardır güven ile hukuki hizmet vermektedir. Ayrıntılı bilgi için ofis avukatlarımızdan randevu alabilirsiniz. (0242 322 00 30)

Boşanmada mal paylaşımı, evlilik sırasında biriken mal varlığının ve borçların, mahkeme kararı veya taraflar arasında anlaşma ile nasıl bölüneceğini belirleyen bir süreçtir. Mal paylaşımı genellikle çekişmeli boşanma durumlarında daha karmaşık hale gelebilir, ancak anlaşmalı boşanmalarda taraflar kendi mal paylaşım anlaşmalarını oluşturabilirler.

1. Malın Sınıflandırılması:

  • Boşanma sürecinde, tarafların sahip olduğu mal varlığı belirlenir. Bu, gayrimenkuller, banka hesapları, araçlar, şirket hisseleri, mücevherler ve diğer varlıkları içerir.
  • Mallar, halk dilindeki haliyle "ortak mal" ve "ayrı mal" olarak iki kategoriye ayrılabilir. Ortak mal, evlilik süresince biriken ve genellikle eşit olarak paylaşılacak mal varlığını temsil eder. Ayrı mal ise evlilik öncesine veya evlilik sırasında kişisel olarak edinilmiş mal varlığını ifade eder ve bu genellikle taraflar arasında ayrılabilir.

2. Mal Paylaşımı Anlaşması:

  • Taraflar, mal paylaşımı konusunda anlaşmazlığa düşmeden önce, mümkünse bir mal paylaşımı anlaşması oluşturabilirler. Bu anlaşma, her bir tarafın hangi varlıkları ve borçları alacağını belirler.
  • Anlaşmalı boşanma durumunda, taraflar genellikle bir anlaşma metni hazırlar ve mahkemeye sunar. Mahkeme, bu anlaşmayı değerlendirir ve uygun bulduğu takdirde onaylar.

3. Mahkeme Kararı:

  • Eğer taraflar anlaşamazsa veya çekişmeli bir boşanma durumu varsa, mahkeme mal paylaşımını belirler. Mahkeme, yerel hukuk kuralları, çiftin finansal durumu, çocukların ihtiyaçları ve diğer faktörlere dayanarak adil bir paylaşım sağlamaya çalışır.
  • Mahkeme, ortak mal varlığını eşit bir şekilde paylaşmak zorunda değildir; bunun yerine, adil ve dengeli bir paylaşım yapma amacındadır.

Antalya Boşanma Avukatı Avukat Berker Özdemir

Antalya'da hizmet veren ofisimiz anlaşmalı boşanma davaları ve çekişmeli boşanma davalarında müvekkillerine yıllardır güven ile hukuki hizmet vermektedir. Ayrıntılı bilgi için ofis avukatlarımızdan randevu alabilirsiniz. (0242 322 00 30)

Boşanma davasında alınacak nafaka miktarı, bir dizi faktöre bağlı olarak değişir ve her boşanma davasında farklı olabilir. Nafaka miktarını belirleyen faktörler ülkeden ülkeye ve hatta eyaletten eyalete değişiklik gösterir. Ayrıca, mahkemeler genellikle her durumu değerlendirir ve adil bir karar vermeye çalışır.

Nafaka miktarını belirleyen bazı yaygın faktörler şunlardır:

  1. Ekonomik Durum: Tarafların gelir düzeyi, mülkiyetleri ve finansal durumu nafaka miktarını etkiler.

  2. Çocuklar: Eğer çocuklar varsa, çocukların ihtiyaçları, eğitim giderleri ve sağlık masrafları nafaka hesaplamasında önemli bir rol oynar.

  3. Ev İşleri ve Bakım Sorumlulukları: Boşanmadan önce bir tarafın diğerine ev işlerine katkıda bulunması, nafaka miktarını etkileyebilir. Ayrıca, bir tarafın diğerine bakım sorumluluğu da göz önüne alınır.

  4. Evlenme Süresi: Çiftin evli kaldığı süre de nafaka hesaplamasında etkili olabilir. Uzun süreli evliliklerde nafaka genellikle daha uzun süre devam edebilir.

  5. Eğitim ve Kariyer Durumu: Boşanmadan önce her iki tarafın eğitim seviyesi ve kariyer durumu da göz önüne alınır. Eğer bir taraf, evlilik nedeniyle kariyerini ihmal ettiyse veya ekonomik olarak daha zayıfsa, bu durum nafaka miktarını etkileyebilir.

  6. Adil ve Dengeli Bir Sonuç: Mahkemeler, nafakanın adil ve dengeli bir sonuç sağlaması için çaba gösterir. Bu, tarafların yaşam standartlarına, ihtiyaçlarına ve ekonomik durumlarına dayanabilir.

Nafaka miktarını belirleme süreci karmaşık olabilir ve genellikle hukuki uzmanlık gerektirir. Taraflar, avukatları aracılığıyla mahkemeye başvurarak nafaka talebinde bulunabilir ve mahkemeler bu talepleri değerlendirir. Her durum özeldir ve nafaka miktarı, yerel hukuk kurallarına ve tarafların özel durumlarına bağlı olarak değişir.

Antalya Boşanma Avukatı Avukat Berker Özdemir

Antalya'da hizmet veren ofisimiz anlaşmalı boşanma davaları ve çekişmeli boşanma davalarında müvekkillerine yıllardır güven ile hukuki hizmet vermektedir. Ayrıntılı bilgi için ofis avukatlarımızdan randevu alabilirsiniz. (0242 322 00 30)

Boşanma davası genellikle olayın meydana geldiği yerde, yani tarafların evlendikleri yerde veya evliliklerini sürdürdükleri yerde açılır. Boşanma davası, tarafların yerleşim yerine, mal varlığının bulunduğu yerlere veya çocukların ikamet ettiği yerlere göre de açılabilir.

Yani, boşanma davası genellikle şu yerlerden birinde açılır:

  1. Tarafların Yerleşim Yeri: Tarafların güncel yerleşim yerinde, evlendikleri yerde veya evlilik süresince yaşadıkları yerde.

  2. Mal Varlığının Bulunduğu Yerler: Eğer mal varlığı belirli bir yerde bulunuyorsa, o yerde de boşanma davası açılabilir.

  3. Çocukların İkamet Ettiği Yerler: Eğer çocuklar varsa, çocukların ikamet ettiği yerde de boşanma davası açılabilir. Bu durumda, çocuk velayeti ve ziyaret haklarına ilişkin kararlar bu yerel mahkeme tarafından alınabilir.

 

Antalya Kira ve Tahliye Dava Avukatı Av. Berker Özdemir

Antalya'da hizmet veren ofisimiz kira uyuşmazlıklarına ilişkin davalarda müvekkillerine yıllardır güven ile hukuki hizmet vermektedir. Ayrıntılı bilgi için ofis avukatlarımızdan randevu alabilirsiniz. (0242 322 00 30)

Türkiye'de kira artışları, 2021 itibarıyla kira sözleşmelerine ilişkin uygulamaların bir kısmını içerir. Ancak, kira artışlarını belirleyen yasal düzenlemeler zaman içinde değişebilir. Bu nedenle, güncel bilgiler için yerel yasa ve düzenlemelere başvurmak önemlidir.

Türkiye'de kira artışları, genellikle "Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)" oranına bağlı olarak belirlenir. Yani, bir kira sözleşmesinde belirli bir dönemde kira artışı öngörülüyorsa, bu artış genellikle TÜFE oranına göre yapılır. TÜFE oranı, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından her ay yayınlanan bir endekstir ve fiyat düzeylerindeki değişiklikleri ölçer.

Ancak, yıllık kira artışlarına ilişkin belirli sınırlamalar da bulunabilir. Türk Borçlar Kanunu'na göre, konut kira sözleşmelerinde, kiracının veya mal sahibinin kira bedelini artırma hakkı sınırlıdır. Kanuna göre, kiracı veya mal sahibi, kira bedelini artırmak istediğinde bu artışın Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan üretici fiyat endeksi (ÜFE) oranında olması gerekmektedir. Bu oran, Türkiye genelinde geçerlidir.

Ancak, özel durumlar ve ticari kira sözleşmeleri farklılık gösterebilir. Bu nedenle, kira artışlarına ilişkin net bilgileri yerel düzenlemelere ve güncel yasal mevzuata dayanarak almak önemlidir. Kiracılar ve mal sahipleri, kira artışları konusunda yasal haklarını ve yükümlülüklerini anlamak için yerel hukuki kaynaklara danışmalıdır.

Antalya Kira ve Tahliye Dava Avukatı Av. Berker Özdemir

Antalya'da hizmet veren ofisimiz kira uyuşmazlıklarına ilişkin davalarda müvekkillerine yıllardır güven ile hukuki hizmet vermektedir. Ayrıntılı bilgi için ofis avukatlarımızdan randevu alabilirsiniz. (0242 322 00 30)

Tahliye davası, kiracının kira sözleşmesine uymaması, belirli şartları yerine getirmemesi, kira bedellerini ödememesi, tahliye taahhütnamesi imzalaması ya da kanunda belirli diğer sayılı hallerin ortaya çıkması durumunda söz konusu olabilir. Bu davayı nereye açmanız gerektiği, genellikle kira sözleşmesinin yapıldığı yerdeki hukuk mahkemesine bağlıdır. Yaşanan somut olayın durumuna göre tahliye davaları sulh hukuk mahkemeleri ya da bazı durumlarda icra hukuk mahkemelerinde açılır.

Antalya Kira ve Tahliye Dava Avukatı Av. Berker Özdemir

Antalya'da hizmet veren ofisimiz kira uyuşmazlıklarına ilişkin davalarda müvekkillerine yıllardır güven ile hukuki hizmet vermektedir. Ayrıntılı bilgi için ofis avukatlarımızdan randevu alabilirsiniz. (0242 322 00 30)

Tahliye taahhütnamesinin geçersiz sayılması genellikle hukuki yetersizliklere, hile veya başka hukuki nedenlere dayanır. Ancak, bu durum ülkeden ülkeye ve yerel yasal düzenlemelere bağlı olarak değişebilir. İşte tahliye taahhütnamesinin geçersiz sayılması için bazı yaygın nedenler:

  1. Hile veya Dolandırıcılık: Tahliye taahhütnamesi, bir tarafın diğerini kandırması veya yanıltması ile ilgili bir hile veya dolandırıcılık içeriyorsa, bu durumda taahhütname geçersiz sayılabilir.

  2. Zorlama veya Tehdit: Taraflardan biri, tahliye taahhütnamesini imzalamak konusunda zorlandıysa veya tehdit edildiyse, bu durumda taahhütname geçersiz olabilir.

  3. Hukuki Yetki Yokluğu: Taahhütname, imzalayan tarafın hukuki yetkisine dayanmalıdır. Örneğin, bir vekilin (avukat, noter, vb.) yetkisi olmadan imza atılması durumunda taahhütname geçersiz sayılabilir.

  4. Hukuka Aykırılık: Taahhütname, yerel yasalara, kira sözleşmesi düzenlemelerine veya genel hukuk kurallarına aykırıysa, geçersiz sayılabilir.

  5. Zayıf Ruh Halinde İmza: Bir tarafın zayıf ruh hali nedeniyle tahliye taahhütnamesini imzalaması durumunda, bu durumda taahhütname geçersiz sayılabilir. Özellikle, bir tarafın rasyonel kararlar alacak durumda olmadığı durumlar söz konusu olabilir.

  6. Şartların Açık Olmaması: Taahhütname, şartların açık ve anlaşılır bir şekilde belirtilmemişse veya eksikse, bu durumda taahhütname geçersiz sayılabilir.

  7. Taahhütnamenin Sözleşme İle Aynı Gün İmzaya Alınmış Olması

Her durum benzersizdir ve geçersiz sayma nedenleri, yerel hukuki düzenlemelere ve olayın özel koşullarına bağlı olarak değişebilir. Geçersiz sayma sürecinde bir avukatın rehberliği önerilir. Eğer tahliye taahhütnamesinin geçersiz sayılması konusunda şüpheleriniz varsa, yerel bir hukuk uzmanına danışarak durumunuzu değerlendirmeniz önemlidir.

Antalya İcra Avukatı Av. Berker Özdemir

Antalya'da hizmet veren ofisimiz icra uyuşmazlıklarında ve alacak dosyalarında müvekkillerine yıllardır güven ile hukuki hizmet vermektedir. Ayrıntılı bilgi için ofis avukatlarımızdan randevu alabilirsiniz. (0242 322 00 30)

İlamsız icra takiplerine itiraz ile takip duracaktır. İlamsız icra takibine itiraz etmek istiyorsanız, aşağıdaki genel adımları takip edebilirsiniz:

  1. İcra Takip Bildirisi Alma:

    • İcra takip süreci başladığında, borçlu kişiye icra ödeme emri gönderilir. Bu ödeme emri, alacaklı tarafından başlatılan icra takibinin detaylarını içerir. Borçlu, bu ödeme emrine belirli bir süre içinde itirazda bulunabilir.
  2. İtiraz Süresi ve Şekli:

    • İtiraz süresi, icra takip bildirisinin alındığı tarihten itibaren başlar. Borçlu,7 gün içinde itirazda bulunmalıdır.
    • İtiraz, icra dairesine yazılı olarak yapılır. İtiraz dilekçesi, borçlunun itiraz gerekçelerini ve savunmasını içermelidir. Dilekçe, ilgili icra dairesine elden teslim edilebileceği gibi posta yoluyla da gönderilebilir.
  3. İtirazın İçeriği:

    • İtiraz dilekçesinde, borçlu tarafından ileri sürülen itiraz gerekçeleri açıkça belirtilmelidir. Örneğin, alacaklı tarafından sunulan belgelerin hatalı olduğu, borcun ödenmiş olduğu veya icra takibinin hukuka aykırı olduğu gibi gerekçeler ileri sürülebilir.
  4. İtirazın Etkisi:

    • Borçlu tarafından yapılan itiraz, süresinde ve usulüne göre yapılmışsa icra takibi duracaktır.
  5. Hukuki Danışmanlık Almak:

    • İtiraz sürecinde hukuki danışmanlık almak önemlidir. Bir avukat, borçluya süreci yönlendirebilir, hukuki savunma stratejileri geliştirebilir ve mahkeme sürecinde borçluyu temsil edebilir.

Her durum benzersizdir ve hukuki süreç ülkenize ve yerel yasal düzenlemelere bağlı olarak değişebilir. İlgili yerel yasal düzenlemeleri dikkatlice incelemek ve bir avukattan hukuki danışmanlık almak, itiraz sürecinde başarı şansını artırabilir.

Antalya İcra Avukatı Av. Berker Özdemir

Antalya'da hizmet veren ofisimiz icra uyuşmazlıklarında ve alacak dosyalarında müvekkillerine yıllardır güven ile hukuki hizmet vermektedir. Ayrıntılı bilgi için ofis avukatlarımızdan randevu alabilirsiniz. (0242 322 00 30)

Çek ve senetlerin icrası, ilamsız icra takipleri kapsamında ve fakat daha farklı hukuki kurallara tabii tutulur. Çek veya seneler, kanuni şartları taşıyor ise kambiyo senedi sayılır ve TBK, İİK ve ilgili kanun maddeleri gereği Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu ile icraya konulur.

Söz konusu çek ya da senet icraya konu edildikten sonra, borçluya bir ödeme emri tebliğ edilir. Bu ödeme emrine karşı borçlu, ilamsız takiplerdeki gibi bir dilekçe ile itirazda bulunarak takibi DURDURAMAZ. Bu takip türünde borçlu, eğer borçlu değilse, alacak zamanaşımına uğramışsa, çek ya da senet geçerli değilse ya da imza ona ait değilse (Başkaca sebepler de olabilir.) alacaklıya karşı dava açmak zorundadır.

Ödeme emrinin kendisine tebliğ edilmesinden itibaren beş gün içerisinde, icra mahkemesine dilekçe ile başvurarak, borçlu olmadığını, borcun itfa edildiğini, borcu ödemesi için mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını veya yetki itirazını ileri sürebilir.

Daha detaylı bilgi almak için Hemen Arayın! 0242 322 00 30

BİZE ULAŞIN